top of page

                                                               Sunay  Akın’a hollanda izlenimleri

                                                               (gecikmiş yol şiirleri)                     

5 aralık 2004 perşembe

 

panik halindeki soru

çığlık gibi düşüyor dış hatlara:

 

       - where is the nederland plane?

          where;?..

 

yarıda bıraktığı uykusunu

el arabasına yükleyerek

önü açık kabanıyle

pupa yelken gelen kadının

peşine takılan iki kız çocuğu

kaçacakmış gibi eteğini çekiştiriyorlar

amsterdam uçağının girişini arıyor olmasın?

az buçuk ingilizcemle:

 

       - this way

 

 diyorum, yetiyor

 

( kimdi bu kadın neydi hikayesi?

bir soru daha mı ekleniyor yaşantımıza )

kemerler bağlandı uçak hızlandı

bir uğultu sonucu artık havadayız

tam altımızda görünen kartpostal

yoksa sunay akın’ın kız kulesi mi? 

 

1992 yılı mayısında ranta karşı çıkarak 

doğa ile tarihi değerleri savunma adına

‘biz tanrı misafiriyiz, şiir okuyacağız’

diyerek şairlerle çıktığı kız kulesi’nde

alenen şiir cumhuriyetini  ilan etmek 

sunay’ın harcı olsa gerek..

 

kaç sene geçmiş bakıyorum da

yukarıdan gördüğüm kadarıyla

şairlerin arasında ayakta duran

o beyaz gömlekli olan adama

diyordum ki: sen de kimsin?  

netleşince tekrar bakıyorum

yahu sen küçük İskender’sin.. 

 

yukarıdan seni de

gördüm ya kız kulesi 

çıldırsın artık dalgalar

ciyaklasın  artık martılar

hey..aşağıdakiler bu neyin telaşı! 

arabayla durup trafiği tıkamayın

şimdi salacak’da kıyı boyunca 

oto park yeri filan kalmamıştır

kafanızı da misinadan sakının

bugün bütün üsküdar’ın alayı

sahilde balığa çıkmıştır  

 

avare gezinen konserve kutuları

ve bütün dalgaların ıska geçtiği 

bazen dalga geçtiği pet şişeler 

kuzguncuk kayıkhanelerinde

artık yerlerini almıştır

 

sunay akın, imzaladığın

‘antik acılar’kitabında:

 

                 yol kenarlarındaki

                 yağmur mazgallarını

                 kumbara sanıp

                 harçlığımı atardım 

                 bu yüzden en çok

                 denizden alacaklıyım

 

diyorsun ya..

otobüs terminali filan yoktu

deniz doldurulmamıştı harem’de

çocuktuk balık tutarken iskelede

sayısını unuttum kimbilir kaç kere

önce yemimi sonra misinamı aldı 

bak sunay akın da alacaklıymış

’ben de davacıyım hakim bey’

İsmail türüt’ de alacaklıymış

ben de alacaklıyım denizden  

 

tam karşıda kabataş lisesi

yanda  galatasaray üniversitesi

minyatür gibi kalmış yanlarında 

vapur  bekliyen beşiktaş iskelesi

 

iskele deyip geçmeyin

buluşma yeri sevgililerin

almış yan tarafa tekneleri

arkasına simitçileri büfeleri

oğlan hasta kız kötürüm

gelin dostlar bizi götürün

benzeri bir hale düşmeden

‘vira bismillah’ çekebilirse

takarak götürecek hepsini

 

boğaz köprüsü  sarıyer

rumeli kavağı filan derken 

altımızda kayboluyor karadeniz

birden ne alaka!

gıkı çıkmaz bu uçakta

hırsızlama gelen uyku arası

az kaldı işte uyuduk derken

ortada erik kokusu geziniyor 

bu neyin nesidir bilen yok mu

 

kaptan anons edip duyursun

bu camdan görünen bulutlar    

pamuk balyaları değildir ki

yeniden horlamaya başladı

gevezeliği kesen yanımdaki

 

incelip karadeniz’e  akan tunca ise

balkanlardan  geçiyoruz demektir 

monitör yazıya dökmeye başladı:

11600 m. yukarı irtifada sofya ile

zagrep’in üzerinden geçmekteyiz 

hızımız 781 km.

 

altımızda akıntıya kürek çeken

kümülüs yığınlarının -66° de

soğukta beli mi açılmış ne 

dışarıda kıvranıp duruyor

rasgele bir yere etmeden

biri bunları çişe götürse

1926 km. yol kalmış derken

takırtılar koltukları sarsıyor

türbülans gittikçe  alışılan

bir eşek şakası oluyor

 

ne sıkı yeşili varmış amsterdam’ın

şöyle yanlamasına inişe geçiyoruz

altımızda adamı şaşırtacak  kadar

sürüyle halı saha ve su kanalları

yanlışlıkla venedik’e mi geldik..

 

bunları biri cetvelle mi çizdi 

şaşkınlığımız kısa sürüyor

uçağımız perona sarılarak

vuslatını sona erdiriyor 

 

osmanlı’nın flemenk dediği

hollanda diyarına  gelmiştik

bir heyet halinde geldiğimiz

arkadaşlarımız uyanıyorlar

valizler çantalar ayaklanıyor

 

heyet demişken söyleyeyim

hollanda’ya kurumlarımız arası

bilgi alışverişlerinde bulunmak

kurum yöneticileri ile tanışmak

işbirliğini geliştirmeye yönelik

ön görüşmelerini yapabilmek

niyetiyle gelmiş bulunuyoruz

aslında valizlerimizi değil de

uçak koltuğunda bıraktığımız 

yarım kalan uykuyu taşıyacak 

enayi bir el arabası aranıyoruz 

o kadının hikayesi neydi acaba?

 

yolculuk öncesini de katarsak

yorgun düştük diyebiliriz

artık otele gitmeliyiz

 

©2023 by Vadi Cicekli

bottom of page